PottersDiary
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
x. Christian B. August & Taha
x. Lloyd J. Brooklyn & Hikmet
x. Vilcjo Vilhelm & Ege
x. Vorchenza Vescovi & Esra

İyi Eğlenceler
Gryffindor .x. 000
Slytherin .x. 000
Ravenclaw .x. 000
Hufflepuff .x. 000

İyi Eğlenceler

Müritler x Eski Yoldaşlık


İyi Eğlenceler
Gryffindor .x. 000
Slytherin .x. 000
Ravenclaw .x. 000
Hufflepuff .x. 000

İyi Eğlenceler

 

 Yaratık Alımları

Aşağa gitmek 
+3
Xavier John Redmond
Rudesser T.M. Werop
Christian B. August
7 posters
YazarMesaj
Christian B. August
Mürit&Yönetici
Mürit&Yönetici
Christian B. August


Gerçek İsim : Taha.
Kan Durumu : Safkan.
Taraf : Mürid-i.
Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 29/08/12
Yaş : 104

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları I_icon_minitimeÇarş. Ağus. 29, 2012 7:54 am

Başvurular için:
Irk:
Örnek RO:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rudesser T.M. Werop
Vampir
Vampir
Rudesser T.M. Werop


Gerçek İsim : Arman
Kan Durumu : Az pişmiş
Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 04/09/12
Yaş : 32

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Geri: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları I_icon_minitimeSalı Eyl. 04, 2012 6:47 am

Başvurular için:
Irk: Vampir
Örnek RO:

Kış kendini hissettirmeye, rüzgâr olanca gücüyle ladinleri titretmeye başlamıştı. Ladinlerin oluşum biçimiyle kasvetli halleri o rüzgârlı akşamda kat kat artıyordu. Kar yağmaya yeni yeni başlamasına rağmen ortalık neredeyse bembeyaz olmuştu. Şiddetli rüzgâr karla birleşip çok güçlü fırtına yaratmıştı. Gökyüzü kıpkırmızıydı, sanki Tanrılar o gece beyazlar içerisindeki ayı özel olarak ısıtmış, kızartmışlardı.

Karlar toprak üzerinde yarım metrelik bir yükseklik oluşturduğu sırada, Tyranser yaşlı gıcırdayan sandalyesinde oturuyordu. Penceresinin küçük çatlağından içeri girmeye çalışan havanın sesini dinlerken bir yandan da önündeki parşömen parçasına bir iki not alıyordu. Beyaz kartal tüyünden kalemini, siyah mürekkep hokkasına batırdıktan sonra elini çenesine götürüp, aklında bir şeyler geçirdi ve mırıldandı; tüy kalemini hokkadan çıkartıp dışarı mürekkep akmasında diye artıkları hokkaya sallarken.

O akşam da diğer akşamlar gibi sıradan geçiyordu Tyranser için, tek fark tipinin haddinden fazla şiddetlenmesiydi. Fakat ayın aldığı bu renkten hiç mi hiç haberi yoktu yaşlı büyücünün. Kızıl ayın beraberinde getirdiği kötülükler hakkında yeterince bilgisi vardı oysaki. En yakınındaki insanları da bu gibi gecelerde kaybetmişti neticesinde, bu uzun sakallı bilge büyücü…

Tyranser hayatta bir asırdan fazla zaman harcamış olmasına karşın hala ayakta dimdik durabilen, insanların saygı gösterdiği gri saçı ve sakalı birbirine karışmış yetenekli bir büyücüydü. Yıllar öncesinden tıraş olmayı bırakmış, sakallarıyla birlikte teninde çıbanlar çıkmaya başlamıştı. Zaten çirkin olan yüzü artık daha da kötü olmuştu. Gerçi yaşlı büyücünün bundan daha önemli düşünecek konuları vardı. Her ne kadar güçlü ve saygın büyücü olmasına karşın, bazı şeylerden korkuyordu ve en önde de ölüm geliyordu. Bu korkusunu kimseyle paylaşmıyordu çünkü emindi bu korkusunun insanlar tarafından bilinmesi üzerinde olan saygınlığı yitirmesine neden olacaktı. Gerçek güçlü bir büyücü ölüme her zaman ‘Merhaba’ diyebilmeliydi ondan korkmamalıydı; çünkü ölüm bir son gibi görünüyor olsa bile yeni bilinmeyen maceraların giriş biletiydi. Korkusuz büyücülerin merakla beklediği maceralara… Kendi aralarında hep tartışmalara yol açmıştı bu bilinmezlikler. Tabi Tyranser için değil, o kendini bu tartışmalardan uzak tutmuştu.

Ayağa kalktı ve cama doğru yöneldi. Rüzgarın tiz sesiyle beraber kulağına dışarıdan sesler geliyordu. Çeşitli ayak sesleri, mırıldanmalar.. .Gerçi bunlar Tyranser için normal seslerdi, o bunları her akşam duyuyordu. Bir ormanın hemen yanında yaşadığı için orman canlılarının seslerine alışıktı. Tipiden dışarısı iyi görünmediği için çıbanlarla kaplı burnunu cama dayadı ve dışarıyı inceledi. Her yer bembeyaz, tipi çok şiddetliydi. Görüş mesafesi en fazla bir metreydi. Ancak buna rağmen Tyranser ayın aldığı bu renk değişimini fark etmesi geç olmadı. Yüzünü gökyüzüne çevirdi ve korkulu gözlerle aya odaklandı. Gözünden bir damla yaş süzüldü yanağına kadar ve aşağıya doğru atladı. Tyranser, damla yere vurana kadar gözüyle takip etti. Güçlü bir çarpma sesiyle yere düştü damla...

Asasını ani bir şekilde çıkarttı ve keskin gözlerle damlanın düştüğü zamanla aynı ana denk gelen kapı patlamasının nedeni olan büyücülere dikti gözlerini. Yavaş yavaş korktuğu başına mı geliyordu yoksa? Hayat onun için yüz on yıldan mı ibaretti?
*
Kapıdan yavaşça içeri giren Vanemicus ve Zolankor'da asalarıyla konsantre olmuş bir biçimde ona bakıyorlardı. İçerisi soğumaya başlamıştı. Patlayan kapıyla birlikte tipi evin içine doluyordu. Gelen iki yabancıyı Tyranser çok iyi biliyordu, hayatında ilk defa karşılaşmasına rağmen. Bu iki yetenekli büyücü hakkında bir çok efsane duymuştu; kötü şeyler çok kötü şeyler… İki büyücünün de üzerlerinde siyah cüppe vardı dışarıda kar yağmasına rağmen hiç kar kalıntısı kalmamıştı. Tyranser'in konuşarak kaybedecek zamanı yoktu, asasını sanki kırbaç sallarmış gibi salladı. Asasının ucundan mavi ateş süzüldü. Asadan çıktıkça ateş bir bedene bürünüyordu ve bu beden kardeşlere doğru ilerliyordu ejderhaya dönüşen mavi ateş.Kardeşler de asalarını salladılar ve kendi ateşlerini yarattılar Tyranser'e karşı koymak için, onlarınki ise yeşil ateşten iki başlı dev bir yılandı. İki ateşte birbirine doğru son hızda ilerliyordu ve ortada buluştular. Birbirini sararak odanın tavanına doğru uçuşa geçtiler. Ateş ejderha ağzını açarak kendi içinden değişik renklerde ateşler yolluyordu ateş yılınlardan birinin kafasına. O kafa ateşlerden kaçarken diğer kafada ejderhanın boynunu ısırmaya başladı. Az sonra büyük bir patlama daha oluştu. Ejderha boynuna asılan yılandan kurtulmak için kanatlarını açmıştı ve tavana doğru son hızda çarpmıştı. Bütün tavan odanın içine göçtü çatıyla birlikte. Evin içindeki büyücüler asalarıyla yaptıkları ani hareketlerle düşen taş parçalarından korundular ve tekrar karşı saldırıya geçtiler. Ay bütün kızıllığını savaşın geçtiği bölgeye yolluyor, sonuçlanmamış bu düellonun sonucunu açıklıyordu. Tyranser bunu biliyordu ancak bütün enerjisini harcıyordu ölümden kaçmak için. Gece büyücülerin yolladığı değişik şekillerdeki büyülerle farklı farklı renklere bürünüyordu.

Zolankor, Tyranser'i köşeye sıkıştırdı ve yüzünde yerde korkuyla bakan büyücüye nefretle karşılık verdi. Tyranser yüzünü çevirdi ve asasını aramaya koyuldu ancak uzaktaydı. Vanemicus'un ayaklarının dibindeyken o da asayı almak için eğiliyordu. Tekrar Zolankor'un yüzüne döndü, bu sefer Zolankor gülümsüyordu; ama bu gülümseme dostça değildi. Bir zafer gülümsemesiydi...
Asasını kaldırdı ve esnek bir hareket çizdi, gece son kez keskin yeşil rengiyle aydınlandı ayın kızıllığı geçtiği anda…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Christian B. August
Mürit&Yönetici
Mürit&Yönetici
Christian B. August


Gerçek İsim : Taha.
Kan Durumu : Safkan.
Taraf : Mürid-i.
Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 29/08/12
Yaş : 104

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Geri: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları I_icon_minitimeSalı Eyl. 04, 2012 6:49 am

Rütbe veriliyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Xavier John Redmond
Vampir
Vampir
Xavier John Redmond


Gerçek İsim : Ozan
Kan Durumu : 0Rh+
Taraf : Tarafsız
Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 04/09/12
Yaş : 27

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Geri: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları I_icon_minitimeSalı Eyl. 04, 2012 6:57 am

Irk: Vampir
Örnek RO:

Büyüleyici siyah bir kuş pencerenin önünden huşuyla geçiyordu. Onun havada süzülüşünü izlemek insanın üzerine inanılmaz bir mutluluk salıyordu. Uçmak, özgür olmak. Xavier bu duyguyu hissetmeyeli epey olmuştu. İçindeki isyankâr ruh çığlıklarla hemen Quidditch sahasına gitmesini istiyordu. Bu mutluluğu teninde tekrar hissetmek bedenini kapladığını görmek istiyordu. Mutsuzlukla dışarıdaki havaya baktı. Sabahın tüm güzellikleri ve Ekim' in tüm kasvetini toplamış Xavier’ı isyana davet ediyordu. Bugün Ekim'in son günüydü ve belkide bir kaç ay içinde görebilecekleri son güneşli gündü. Gözlerinde elle tutulabilir bir mutsuzluk vardı. Kendini hapsedilmiş gibi hissediyordu. Özgürlüğü kısıtlanmıştı. Tek görüş günleri ise Çarşamba'larıydı. Onun da gelmesine daha 4 gün vardı. Henüz Quidditch maçları da başlamamıştı. Ruhu sıkılıyordu. Kalbide ona eşlik eder gibi az atmaya başlamıştı. Damarlarında kanının akmasını sağlamanın tek çaresi vardı. Vücuduna hava desteği vermek. Pencerenin yanındaki koltuğu ayaklarıyla iterek doğruldu. Vücudunda somut bir istek dolaşıyordu. Yaşamasının tek çaresinin ne olduğunu bilen ölüme mahkûm bir tutuklu gibiydi. Yatakhaneye ilerleyerek yatağının yanında komodinin kenarına koyduğu süpürgesini aldı. Süpürgesinin pürüzsüz sapını elinde dolaştırırken ateşin vücudunda kalbine doğru ilerlediğini hissedebiliyordu. Gözlerinde kimsenin anlam veremeyeceği bir ışık parıldıyordu. Bunu sadece bir Quidditch Oyuncusu anlayabilirdi. Süpürgesinin ucuna altın harflerle işlenmiş yazıya baktı;"Ateşoku". Yüzündeki gurur ve kibir karışımı duyguyla yatakhanenin soluk kahverengi kapısını açarak ortak salona ilerledi. Ateşokunu aldığı günü hatırlıyordu. Öyle mutluydu ki. Daha önce hiç şeker yememiş bir çocuk gibi ilk kez süpürgeye bindiğini hissetmişti. Daha önce hiç bu kadar muhteşem bir hediyesi olmamıştı. Şimdilerde pek rövanşta bir süpürge olmasa da o günlerde alabilmek için dükkânın önünde kuyruk olurdu. Ateşoku gibi bir kaç süpürge daha çıkmıştı. Ama Ateşokları popülerliklerini hep korumuştu. Hala en çok kullanılan süpürgeler arasındaydı. Xavier onu ellerinde kırılacak bir eşya gibi taşıyarak portre deliğinden tırmandı. Giriş Salonundaki araziye açılan büyük ve ihtişamlı kapıya doğru ilerledi. Heyecanlı bir kalabalık onu içine çekmeye hazır gibiydi. Ama o onlara aldırmadan arazinin muhteşem havasıyla ciğerlerini doldurdu. Herkes bu akşam ki balo için heyecanlıydı. Durmadan kostümleri ve saçları hakkında konuşuyorlardı. Xavier onları duymamaya çalışıyordu. Çünkü kendisi de onlar gibi baloya hazırlanmalıydı ve bu süreç onun havada kalacağı zamanı daraltıyordu. Diğerleri gibi heyecanlı değildi. Ama etrafa yayılan söylentilere göre şimdiye kadar ki en muazzam balo olacaktı. Bu Cadılar Bayramı Büyük Salon' da kutlanmak yerine Balo Salonunda kutlanılacaktı. Xavier bunu duyduğunda söylentilerin gerçek olabileceği kanısına varmıştı. Balo Salonu, içinde her türlü gösteriyi sağlayabilecek kadar büyüktü ve çeşitli sihirlerle donatılmıştı. Xavier en son Balo salonuna girdiğinde ne için orada bulunduğunu hatırladı; Savaşta ölen kahramanlar için yas töreni. Balo ağlıyor gibi görünüyordu. Slytherin'lerin bile üzüldüğü görülebiliyordu. Ki bu odanın sihrinin bir parçası gibi görünüyordu. Oda kendini içindeki kutlama ve anma gibi törenler için hazırlıyordu.

Gecenin nemiyle ıslanmış çimleri ezerek Bekçi kulübesinin arkasındaki patikadan Quidditch sahasına ilerliyordu. Yasak Orman çekiciliğini ve gizemlerini kullanarak insanları içine çekmeye çalışıyordu. Öğrenciler arazinin ıslaklığına aldırmayarak çimlere yayılmıştı. Xavier' de onlar gibi bu ortamın etkisindeydi. Öğleden sonraki dersler iptal edilmişti. Ki bu da bu Cadılar Bayramı' nın Hogwarts' ın tarihine geçeceğinin bir kanıtıydı. Ayaklarının altında ezilen çimlerin seslerinin dışında sessizlikle Quidditch Sahasına ilerledi. Artık adımlarını çamurlaşmaya başlamış toprakta atıyordu. Vücudunu kaplayan bir sıcaklık ellerine doğru ilerledi ve Ateşokunu istemsizce kaldırmasını sağladı. Xavier Ateşokuna atladığında tüm hapsedilmişliğinin üzerinden gittiğini hissetti. Neşeyle çığlık attı. Hava onu sevinçle kucaklamıştı. Gökyüzüne doğru hızla uçtu. Ateş oku hızlandıkça o sesini daha da yükseltiyordu. Gülümseyerek Tutucu çemberlerinin içinden geçti. Kahkahalarıyla sarsılan Quidditch sahası onu bırakmaya niyetli değildi. O da onu. Elinde olmadan gülümseyip çığlıklar atarak Ateş okunun havayı yararken çıkardığı sesleri kuvvetlendiriyordu. O kendini kaybetmişken saatinin tik taklarını duyamıyordu. Zaman gittikçe ilerliyordu. Bir saat sonra Cadılar Bayramı Balosunun başlayacağının farkında bile değildi. Nefes almak ve vücudunu dinlendirmek için havada birkaç saniyeliğine durakladı. Beyninde biraz önce ona buraya gelmesini söyleyen şimdi ise kızgınlığa bürünmüş bir ses saate bakmasını söylüyordu. İstemsizce sol elini kaldırıp kıyafetinin kapattığı saati gün ışığına çıkardı. Gözleri dehşetle açıldıktan bir saniye sonra yere dalışa geçti. Toprağı ezerken gittikçe hızlanıyordu. Artık koşmaya başlamıştı ki arazinin bittiği noktaya, Hogwarts kapısına vardı. Arazinin havasını son bir kez ciğerlerine çekerek Hogwarts’ın heyecan kokan havasına daldı. İnsanlar telaş içinde koridorlarda koşturuyordu. Birçoğu kıyafetlerini giymişti bile. Xavier onların yanından geçerken büyük bir tezat oluşturuyordu. Diğerleri kostümlerini üzerine geçirmişken o terli eşofmanlarıylaydı. Koridor boyunca koşup ortak salonuna vardı. Ev cinlerinin telaşlı sesleri duyulabiliyordu. Portre deliğini hızla açarak içeriye daldı. Arkadaşlarından bazıları ona şaşkınlıkla seslenirken o elini aceleyle sallayarak yatakhaneye koştu. Dün gece hazırladığı kıyafeti gardıropta asılı duruyordu. Ama önce sıcak bir duşa girmeliydi. Buna zamanı yoktu. Bildiği tüm sihirleri zihninde gözden geçiriyordu. En sonunda sık kullanılan bir sihir aklına geldi.
Asasını vücudunun etrafında gezindirerek; "Aklapakla" diye mırıldandı. Vücudundaki kirler vantuzla emilirmiş gibi asasının içine ilerlerken o temizlendiğini hissediyordu. Şimdi temizlenmiş olan vücuduna en sevdiği parfümünü sıkarak kıyafetini giyindi. Saçları kendisinden geçmiş gibi görünüyordu.

Adımlarını kendinden emin bir şekilde ortak salona çevirdi. O içeriye girdiğinde birçok bakışı üzerinde hissedebiliyordu. Utangaç bir gülümseme suratını kaplarken çekingen bir şekilde portre deliğinden tırmandı. Bu kıyafetle çok zor oluyordu. Aslında kesimi kolay hareket edebilmeyi sağlıyordu. Ama Xavier böyle bir kıyafeti ilk kez giyiyordu. Kendini şimdiye kadar hiç olmadığı gibi hissediyordu; Yakışıklı ve çekici. Koridorlardan geçerken bakışlar üzerine çevriliyordu. Suratının kırmızıya dönüştüğünü hissedebiliyordu. İçinden Keşke bu olmasa diye diliyordu. Ama bu gecenin böyle geçeceği belliydi. Ona yüzyıllarmış gibi gelen birkaç dakika sonra Balo Salonunun kapısı gözüktü. Salonun ışıklandırması koridora yansımıştı. Daha salona girmeden içini bir heyecan bürüdü. Salon bitene kadar görevlilerden başka kimse görememişti. Birçok kişi içeri akın ediyordu. Xavier kapıdan içeriyi adımladığında nutkunun tutulduğunu fark etti. Hogwartsta daha kaç tane sürpriz yaşayacaktı. Hayatı boyunca hiç böyle bir görkem görmemişti. Zorlukla yutkunarak etrafına bakınıyordu. Keşke 10 tane gözüm olsaydı diye düşündü. Çünkü etrafı bir an önce gözlemleyebilmeyi istiyordu. Oda siyah ve kırmızının aşkıyla döşenmişti. Salonun ışıklandırması on metre yukarıda süzülen oyulmuş devasa balkabaklarının içinden gelen ışıkla yapılıyordu. Masalar oyulmuş devasa balkabakları şeklinde dizayn edilmişti. İnsanlar içine girip oturabiliyorlardı. Siyah perdeler pencerelerin etrafından dolanıyor ve odayı bir çadıra dönüştürüyordu. Dans pisti salonun büyük bir kısmını kaplıyordu ve dans pistinin üzerinde muazzam bir ışıklandırma vardı. Burayı Muggle'ların deyimiyle; bir Diskoya dönüştürmüşlerdi. Xavier şaşkınlık içinde masalardan birine geçti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gabriel R. L. Churchill
Hortkuluk Üstadı
Hortkuluk Üstadı
Gabriel R. L. Churchill


Gerçek İsim : Hikmet
Kan Durumu : Melez
Taraf : Other
Mesaj Sayısı : 25
Kayıt tarihi : 04/09/12

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Geri: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları I_icon_minitimeSalı Eyl. 04, 2012 7:02 am

Halledildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jordan de Vielmond
Kurtadam
Kurtadam



Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 19/09/12

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Geri: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 19, 2012 5:04 am

Kurtadam
Örnek RO, düzenleyemiyorum çünkü mobilim:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dungeon Master
Yönetici
Yönetici
Dungeon Master


Mesaj Sayısı : 76
Kayıt tarihi : 04/08/12

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Geri: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 19, 2012 5:05 am

Rütbe veriliyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://pottersdiary.roleplaylife.net
Darja Romanova




Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 23/09/12

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Geri: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları I_icon_minitimePaz Eyl. 23, 2012 4:03 am

Vampir.
Örnek RO:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yaratık Alımları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Profesör Alımları
» St. Mungo Alımları
» Mekan Sahibi Alımları
» Sihir Bakanlığı Alımları
» Sihir Basını Alımları

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
PottersDiary :: B E L I R S I Z L I K :: S A R I S A Y F A L A R :: Meslek Alımı-
Buraya geçin: