Kiara J. Prideaux Ravenclaw IV. Sınıf
Gerçek İsim : İlayda. Kan Durumu : Melez. Mesaj Sayısı : 5 Kayıt tarihi : 04/09/12
| Konu: Kiara Prideaux Salı Eyl. 04, 2012 8:07 am | |
| Ad&Soyad: Kiara J. Prideaux. Örnek RO: - Spoiler:
Kamptaki günlerinin göz açıp kapayana kadar geçtiğine inanmak zor geliyordu. Zamanının neredeyse hepsini kardeşleriyle geçiriyordum, en çok da Pepper'la. Beraber antreman yapıyor, beraber geziyor, hatta beraber yiyorlardı. Onunla Athena kulübesinin mutfağında takılıp sohbet etmek en büyük eğlencesi haline dönüşmüştü zaman içinde. Kulübenizin en sevdiği yanı her zaman bir hareket olmasıydı. Çoğunlukla bir kaç kardeşi bir icat üzerine çalışır, etraf civatalar ve planlarla dolardı. Beraber çalıştıkları zamanlar da olurdu, herkes işe öyle dalardı ki Nera'nın vermeyi önerdiği aralar olmasa günlerce kalkmadan bir plan üzerinde çalışabilirlerdi. Nera gecenin körünce kabusları yüzünden uyandığında da öyle bir durumdalardı. Yatağından çıkmış, ona yıllar gelen bir süre önce babasının verdiği, ona elbise gibi gelen tişörtü çekiştirerek oturma odasına gitmişti. Kızıl uzun saçlı, minik kahverengi saçlı ve kumral kısa saçlı iki kafa gördüğünde hiç de şaşırmamıştı, onların yanında oturup kabusunu onlarla paylaşmak istiyordu bir yanı ama kardeşleri bir iş üstündeyken onları bölmemesi gerektiğini biliyordu. "Sabaha kalmayın!" diyerek mutfağa gitmiş, bir soda açmıştı kendine. Kardeşlerinin söylediğini duymadığını adı gibi biliyordu. O da Athena kızıydı, ama icatlarla uğraşmakta pek ilgisi yoktu. Bunun Hephaistos kulübesine bırakılmasını isterdi. Sanırım annesinin sadece bilgeliğini almıştı.
Sabah gözlerini açtığında, Pepper'ın yüzüyle karşılaştı. Çoğu zaman beraber kahvaltıyı hazırlarlardı. Onu uyandırmasına şaşmamalıydı. Tişörtten bozma geceliğini değiştirmeye bile üşenerek Pepper'ı takip etti ve mutfağa girdi. Tezgahta bir plan görünce kaşları çatıldı. Burası delirmiş icatçılardan uzak bir yer olmalıydı. Bir an planı alıp hepsinin önünde yırtmak istedi. Buna kesinlikle memnun olurdu, ama kardeşlerinin emeklerine öyle muamele yapmak istemiyordu. Pepper'ın tezgahın üzerine koydu yumurtaların altından planı çekti ve oturma odasına gitti. Gece gördüğü üçlünün hala kalkmadığını görünce şaşırmadı ve planı her zaman kulübeyi canlandıran liderlerinin, Lysander'ın önüne attı. Ama Lysander pek oralı olmamıştı. Televizyona döndüğünde Yüzüklerin Efendisi'nin açık olduğunu gördü. Yine. Kardeşlerinin bu filme inanılmaz bir saplantısı vardı. Adonis'i en ön sıralarda yerini almış olduğunu görünce sevgiyle gülümsedi. Her ne kadar Yüzüklerin Efendisi'ni izlemeyi hiç kendi rizasıyla istemediği halde bütün replikleri ezberlemek zorunda kalmışsa da kardeşlerini günden güne tanıdığını hissediyordu. Laf arasında bile kendileri hakkında o kadar çok bilgi veriyorlardı ki kardeşleri! Bunların hepsini kafasına yazıyor, onların ilgi alanlarını ve davranışlarını listelediği zihinsel arşivine kaydediyordu. Bundan kimsenin haberi yoktu tabii. Hem duysalar, onun deli olduğunu falan düşünebilirlerdi. Zaten bu kulübedeki herkes deli değil mi, diye düşündü gözlerini devirerek ve mutfağa döndü. Pepper yumurtaları kırmış, onları pişirmeye başlamıştı bile. Nera biraz peynir, meyve suyu, fıstık ezmesi ve reçel çıkardı. Pastırmayı da Pepper'ın yanına bıraktı, süt ve mısır gevreği de isteyen olur diye masanın yanına koydu. Lucy Hermes çocuklarıyla olan ittifağı olarak bilinirdi, kampa pastırma sokmayı başarması gerçekten iyiydi. Pepper omletleri tabaklara yerleştirirken iki kız olmasa bu icat düşkünü melezlerin farkına varmadan açlıktan öleceklerini düşünerek güldü. Lucy'nin sesini duyduğunda Pepper pastırmaları pişirmekle meşguldü. Buna rağmen pastrımaları bırakarak kardeşlerinin toplandığı odaya yöneldiğinde Nera onu takip etti. Lucy masanın üzerine çıkmıştı ve Nera'nın duyamadığı bir soruya cevap almadığı sürece inecek gibi değildi. "Böyle transa girmelerinin bir sebebi var. Sorun, diğer kulübeler." dedi Pepper, Lucy'ye bakarak. Kardeşlerinin her zamankinden biraz daha farklı davrandığını fark etmişti, ama hiçbir şey söylememişti. Lucy'nin karşılık olarak herhangi bir şey söylememesine şaşırdı. Adonis'in ilgisini Yüzüklerin Efendisi'nden ayırıp Lucy'ye yöneltmesine ise çok daha fazla şaşırdı. Teknik olarak hala izlese de, Lucy'nin Adonis'in dikkatini çekmişse her şeyi başarabileceğini düşündü. "Yine mi oldu?" diye sordu Adonis. Nera yine bir şeyler bilmemenin verdiği burukluğu yaşadı. Lucy masadan indi ve açıklamaya başladı. "Evet. Bir süredir düşünce okumakta sorun yaşıyorum. Gücüm bir şey ya da biri tarafından bloke edilmiş veya ağır yaralanmış gibi." Lucy'nin zihin okuyabildiğini bir süre önce duyduğunu hatırlamıştı Nera. İnsanlar hasta olduğu gibi onların güçleri de mi hasta oluyordu yoksa? Ya da bunu biri bilerek Lucy'ye yapıyordu. Bunu düşünmek bile istemiyordu. Feodora "Çok tuhaf." diye mırıldandığında Nera ona sonuna kadar katıldığını hissetti. Zaten kulübenin morali bozuktu, her zaman bir planı olan Lucy'nin de bu ortama kapılıp gitmesini istemiyordu. Tam bu sırada Lucy'nin yüzünün sadece onunla bütün gün boyunca birlikte olanların bileceği bir şekle girdiğini fark etti. Sanki biri kafasının üzerindeki lambayı yakmış gibiydi. Bir plan, diye düşündü Nera mutlu olarak. Kulübeyi toparlayacak yegane kişi Lucianna'ydı. "Kahvaltı hazır olana kadar dönerim." diyerek kulübeden fırlayınca, hiç de şaşırmadı kız. Pepper'la birlikte mutfağa döndü ve sofraya birkaç şey daha çıkarmaya başladı. Bir yandan Lucy'nin neyin peşinde olduğunu merak ediyordu, pek de kendini vermediği belliydi. "Nera, oturma odasında yesek daha iyi sanki, onları bir tepsiye koyar mısın?" dedi Pepper işiyle uğraşırken. Nera onayladı ve kahvaltılık şeyleri tepsiye yerleştirip Lucy'nin ne zaman belli olmadığı için dolaba kaldırdı. Elijah'ın mutfağa girdiğini görünce şaşırdı, kardeşinin ortama ısınıp ısınmadığını merak etti bir an. "Yardım edebileceğim bir şey var mı?" diye sordu Elijah. Biraz şaşırmış ama mutlu da olmuştu. Kardeşinin bir şeylere yardım etmek istemesi, özellikle de kulübede pek saygı duyulmayan yemek işine, onu da Pepper'ı da memnun etmişti. Pepper ona kahvaltılıkları içeri götürmesini söyleyince Nera işinin elinden alınmasına pek de mutlu olmadı ama bir şey de demedi. Pepper bunu fark etmiş olacak ki başıyla çaydanlığı gösterdi. "Haydi, herkes masaya." dedi Pepper, mutfağa işaret ederek. Nera'nın aklına yavrularını bir araya toplayan bir ördek görüntüsü geldi. Nera çay servisini yaparken Elijah da banyoya gitti. İyi ki kardeşleri kendi görünüşünü önemsememişti.
Elijah geldiğinde sonunda rahatça yemek yiyebileceklerini düşündü kız, sadece beş dakikalığına. Sonra Lucy geldi ve rahat kahvaltı ancak Morpheus'un gördürebileceği imkansız rüyalara kaldı. "Karşınızda, Zihindeşen 2!" dedi sanki Aslan Kral'ın ilk sahnelerinde, Simba'yı havaya kaldıran Rafiki gibi. "Zihindeşen, Robert'ın sana takmış olduğu lakâpların biri değil miydi?" diye sordu sohbetlerimizden hatırladığım bir bilgiyi paylaşmakla gurur duyarak. "Evet, işte ben de beynimin bir robotunu yaptım şimdi. Yani, sadece ufak bir fonksiyonunun." İster istemez gülümsemişti kız, böyle şeyler Lucy'nin aklına nasıl geliyordu böyle? "İlk ben denemek istiyorum." dedi Adonis, herkesi şaşırtacak bir şekilde. Lucy bir ayna 'icat etmiş' gibiydi, onu Adonis'e çevirdiğinde Arwen'la Adonis'i kol kola görünce Nera gülmesini tutmak için adeta bir savaş verdi. O havalı Adonis'in bile böyle bir şey düşünmesi çok komik geliyordu ona. "Pardon, yanlış ayar." dedi Lucy ve aynayı başka bir ayara çevirdi. Bu sefer beliren görüntü defne yapraklarından oluşan bir taçla Adonis'ti. Bunun temizlik denetlemesinde verilen ödül olduğunu biliyordu. Sadece göstermelik bir ödüldü ama onca kulübe içinde birinci olmak ve birinci olmanın getirdiği hava atma hakkı uyduruk bir taçtan bin kat daha istedikleri bir şeydi Athena çocuklarının. Keşke bu sefer de kazanabilsek, diye düşündü ve istemeden de olsa iç çekti. "Kazanmak istiyorsunuz. Diğer kulübeler çok güçlendiği için eski yerimizi koruyamayacağımızdan endişe ediyorsunuz. Lysander iyi bir lider olamayacağını düşündüğü için bu kadar mutsuz." Eh, bunu Lucy bizimle iki kelime konuşarak da çözebilirdi, diye düşündü Nera. Ama çoğu kardeşinin gururlarından dolayı bunu itiraf edemeyeceğini biliyordu. Adonis'ten sonra ayna, Lysander ve Feodora'dan geçti. Oldukça kalabalık bir kulübe oldukları için, bir yere toplanmak hiç de kolay olmuyordu. İki kardeşinin arasında sıcaklayan Nera, keşke buz gibi bir meyveli soda olsaydı diye düşündü. Bu sırada aynaya meyveli soda görüntüsü yansımış, bütün kardeşleri onun bu isteğini görünce gözlerini devirdi. Kardeşler sırayla cihazı inceler ve görüntülere gülerken ortamın gevşediğini hissetti. Lucy onlara bir umut vermişti.
Sonunda kahvaltıya geçmeye karar verildi ve Nera derin bir nefes verdi. Herkes hazırladıkları kahvaltıyı iştahla mideye indirdikten sonra her zamanki toplanma alanına toplanıldı ve kafa kafaya verildi. Artık bu durum çok normal geliyordu, gerçekten buraya alıştım, diye düşündü mutlu olarak. Bir çeşit "isyanı" başlatan Lucy sözü eline aldı. "Evet, her kulübe çok güçlendi. Ares'e gelen yeni çocuklar beni de endişelendiriyor ve Afrodit kızlarının başarıları midemi bulandırıyor. Apollon Kulübesi'nin bu kadar göz önünde olmasınaysa, kesinlikle çıldırıyorum. Ama biz de Athena çocuklarıyız. Ne zaman ve ne koşullarla olursa olsun, lider olmalıyız. Bunu yine sağlayacağız. İşe ufak şeylerden, mesela temizlikten başlayalım. Sonra hedefleri büyüteceğiz. Onlarla her şekilde savaşacağız. Çalışma odasından başlamaya ne dersiniz? Çoğunuz henüz yeni sayılırsınız ve oradaki tüm buluşları incelemek insanın yaklaşık bir yılını alır. İnanın bana, muhteşem bir yer." Lucy'nin böyle hevesli konuşması herkesi etkilemişti. Lucy bu işin içinde olup olmadığımızı sorunca herkesin onunla olduğu anlaşıldı, kulübe her zamankinden daha enerjik gibiydi. Herkes gevezelik ederek içeri girdiğinde görülen manzara hiç de muhteşem değildi. Bir sürü kutu vardı ve çoğu tozlanmıştı. Buradan çıkmak için bir bahane ararken Dora'nın Ben de limonata istiyorum!" dediğini duyunca 'sen cennetten inen bir meleksin Dora' diyesi geldi ama demedi. Adonis'in Lysander ve kendini kastederek, "Biz de!" dedi. Hazır gitmişken hepsine götürmeyi düşünen Nera herkese isteyip istemediğini sordu, sonra da mutfağa gitti. Meyveli soda olayı yüzünden hepsinin onu garson bellememesini uman Nera, bardaklara limonata doldurup bir tepsiye yerleştirdi ve dökmemeye çalışarak odaya geri geldi. Sadece birkaç dakika içinde Athena çocuklarının zihinleri tıkır tıkır işlemeye, yeni icatlar üretmeye başlamıştı bile. Ben Athena olsam, çocuklarımla kesinlikle gurur duyardım, diye düşündü Nera ve herkese bardakları dağıttı. Adonis'in Athena kulübesi adına kadeh kaldırması da onu mutlu etmişti. Herkes birlik olmuş, bir iş için uğraşıyorlardı ne de olsa. "Herkes ikili çalışsın. Altı kişi burada zaman geçirirken iki kişi de zamanları dolana kadar temizlik yapsın." dedi Lysander. Nihayet ipleri elinde aldığını görmek çok iyiydi. Ağabeyini bu halini seviyordu işte Nera. Herkes onaylayınca temizlik yapma görevi Nera ve Lucy'ye düştü. Ağabeyinin ona görev vermeyen halini daha da çok seviyordu sanırsa.
Lucy'yi elinde paspas, temizlik yaparken hayal edemiyordu, öyle de oldu. Lucy icat ettiği bir makine sayesinde sadece paspası tutuyor, paspas kendisi yeri süpürüyordu. Nera eline bir bez almış, toz alıyor, yerdeki şeyleri toplayıp Lucy'ye yardımcı olmaya çalışıyordu. Her girdiği odada pencereyi açıp odayı havalandırmak, yatakları toplayıp giysileri dolabın içine tıkmak ona yorucu gelmeye başlayana dek aynı tempoda devam etti, sonunda yorgunluktan nefesi kesildi. Lucy ile sadece genel bir temizlik yapmıştı, ayrıntılı temizlik gelecek iki kişiye kalıyordu. "Ben diğerlerine bir bakayım." dedi Lucy paspası bırakıp. Onun icatlara odaklanmak için içi gittiğini anlaması uzun sürmedi, bu yüzden gülümseyip başını salladı. Son masanın tozunu alırken Dora kocaman yeşil gözleri ve melek gibi ifadesiyle içeri girdi. Nera Athena kulübesinde yaşadığı süre boyunca, hiç şüphe götürmeyen olaylarda şüphelenmeyi öğrenmişti. Özellikle bu olayın içinde en minik kardeşi Feodora varsa. "Meyveli soda istiyordun." dedi doğal bir halle. Nera elindeki bardağa baktı. İçindeki bütün hücreler bir araya gelip 'alma' diyordu ona ama işin içindeki 'Athena çocukluğunu' merak ediyordu. Bu yüzden aldı ve içti. Daha ağzının içine yeni girmişken tükürdü. "Bir oyun olduğunu biliyordum!" dedi ona kaşlarını çatarak. Dora hala melek görünüşüne devam ediyordu. "Ah, evet. Sanırım koyduğum çorap etkisini yeni gösteriyor." dediğinde dayanamayıp onun peşinden koşmaya başladı. Dora minik bir baykuş gibi hızlıydı ama sonunda yakalandı ve Nera'nın ünlü gıdıklanma cezasına maruz kaldı. Hem gülüp hem de çığlık atan Dora, sonunda beyaz bayrağı çıkardı ve Nera onu kabul etti. İşin kötü yanı bütün oda kovalamacadan dolayı dağılmıştı ve bütün iş ona kalmıştı. Burasının Pepper'ın odası olduğunu görünce oflamaya bırakıp sırıttı. Pepper'ın gardrobunu açıp altına üstüne getirdi. Nera ondan çok daha ufak tefekti, bu yüzden ona uyacak bir şey bulmak uzun sürdü. Sonunda bir şort ve bir tişört buldu ve üzerine geçirdi. Dalgalı, kabarmış saçlarını Pepper'ın tarağıyla taramaya çalışmaktan vazgeçip atkuyruğu yaptı. Neden Pepper kadar güzel fizikli ve güzel saçlı doğmadım ki, diye düşünüyordu sık sık. Sanırım Afrodit hiç yanıma bile yanaşmamış, diye düşündü. Tişörtün ön kısmının bir erkek giymiş gibi bol geldiğini görünce yüzü daha da asıldı ve dağılmış odayı tekrar toplamaya başladı.
x. Amortentia kişiye en çekici gelen şeylerin kokusuna sahiptir. Sizin Amortentia'nız nasıl kokuyor? Yeni pişmiş çikolatalı kurabiye ve yağmurdan sonraki toprak kokusu. x. Katlanmasını en zor bulduğunuz şey nedir? Cahillik. x. Derse giderken yerde bir arkadaşınızın günlüğünü fark ediyorsunuz, ne yaparsınız? Eğer yakın bir arkadaşımsa okumam, ne kadar merak etsem de. Eğer öylesine bir arkadaşımsa okumamak için kendimi tutamayabilirim. x. Kütüphanenin Yasak Bölümü'nden bir kitap almanız gerekiyor, nasıl yapacaksınız? Biri ile o kitabı alamayacağı ile dalga geçerim, özellikle Gryffindor'sa kitabı alıp bana hava atmak için can atacaktır. Onun elinde olduğunda gizlice almak çok daha kolay olur. x. Hogwarts mektubunu aldığınız an ne düşündünüz? O yaşta her gün adıma yazılmış bir mektup almadığım için heyecanlandım. Ama bir gün Hogwarts mektubumum geleceğinin zaten bilincinde olduğum için heyecanım uzun sürmedi. x. Bir iksir icat edebilecek olsaydınız size aşk mı, güç mü, bilgelik mi yoksa şöhret mi verecek olanı seçerdiniz? Bilgelik. x. En çok nefret ettiğiniz düşmanınız yanınıza gelse, "Sana kötü davrandığım için özür dilerim. Hadi arkadaş olalım." dese ne yapardınız? Şüphelenirdim. Bunu kanıtlayacak ve beni pişman olduğuna inandıracak bir şey yapmadığı sürece ona inanmam. x. Müdürü beklerken odasındaki ilginç aletlerden birini kırdınız! Muhtemelen çok değerli de bir aletti. Müdür gelene kadar birkaç dakikanız var. Aklınızdan neler geçiyor? Reparo büyüsünü denerim. | |
|
Dungeon Master Yönetici
Mesaj Sayısı : 76 Kayıt tarihi : 04/08/12
| Konu: Geri: Kiara Prideaux Salı Eyl. 04, 2012 8:11 am | |
| Ravenclaw IV. Sınıf! Potter's Diary RPG'ye Hoşgeldiniz. | |
|