PottersDiary
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
x. Christian B. August & Taha
x. Lloyd J. Brooklyn & Hikmet
x. Vilcjo Vilhelm & Ege
x. Vorchenza Vescovi & Esra

İyi Eğlenceler
Gryffindor .x. 000
Slytherin .x. 000
Ravenclaw .x. 000
Hufflepuff .x. 000

İyi Eğlenceler

Müritler x Eski Yoldaşlık


İyi Eğlenceler
Gryffindor .x. 000
Slytherin .x. 000
Ravenclaw .x. 000
Hufflepuff .x. 000

İyi Eğlenceler

 

 Karanlık İşaret

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Llorente L. Suàrez
Mürit
Mürit
Llorente L. Suàrez


Gerçek İsim : Oğuz
Kan Durumu : Safkan
Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 01/09/12

Karanlık İşaret Empty
MesajKonu: Karanlık İşaret   Karanlık İşaret I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 08, 2012 4:43 am

Yer : Minevra McGonagall'ın evi.
Zaman : Gece Yarısı
Olay : McGonagall'ın Katli

    Kırılan en tehlikeli şeydir gurur… Kaidesini çiğnercesine yüzünü ekşiten, mavi gözlerini kasvetli havaya çeviren büyücü geceyi sükût içinde selamladı. Gece ki bütün kasveti ve karanlığı ile dünyevi günahları örten yegâne şeydi. Gölgelerin içinde çıka geldi büyücü. Yüzü bütün ifadeleri gizlemek istercesine gümüşi bir maskenin altındaydı. Sadece kin ve nefret ile kutsanan gözlerini hediye ediyordu geceye.Etrafında yavaşça gecenin içinde solup giden siyah aurorası vardı sadece. Ne bir ses işitiliyordu ne de geceye inat pencerelerden dışarı sızan cılız ışıklar vardı. Yavaşça ilerledi meydanda. Sessiz ve ürkütücü bir şekilde. Ciğerlerine doldurduğu serin havanın içinde yenice ıslanmış toprağın kokusunu hissetti. Kaç gündür bedenine sağanak sağanak yağan nefret çağlayanının önündeki seti kaldıracağı gün bugündü. Bir fısıltıyı andırıyordu nefes alışverişi. Ama sanki geceye birazdan kusacağı öfkenin elçileri olduğunu vurguluyordu sessizce. Kendinden emin adımlarla yaklaşmaya başladı yarının manşetindeki haberi değiştireceği yere. Ayakları altında ezilen topraktan doğan kokuyu ciğerlerine tekrar doldurdu. Her ne kadar isyan kalpte büyürse, öfke ve kinde kalp örsünde kızgın kılıçlar gibi dövülürdü sürekli. Hazır olduğunda ise akıtacağı ve tadına bakacak ilk insan kanını arardı sürekli. İşte bu katıksız öfkenin ve kinin intikam boyutuna bürünmüş haliydi. Ve siyahlar içindeki büyücü bu intikam duygusu ile körüklüyordu damarlarında akan kanı. Bu duygu ile şekillendiriyordu düşüncelerini.

    Yere düşen ilk nisan yağmurunun nemli kokusu içerisinde iyice yaklaştı öfke ile büyücü. Basit mimariyi inceledi sadece. Her şeyin başladığı yerdeki o yapış yapış huzuru hissetti. Huzurlu sessizliği zihni idrak ettiğinde yüzünü bir kez daha ekşitti. İşte tam bu sırada kalbindeki örs aniden parçalanmış ve kızgın parçaları bütün bedenine dağılmıştı. İntikam için dövülen kılıcın kınına dahi girmeden ilk içeceği kanı arzuluyordu. Emin ve yavaş adımlarını iki katlı, arka tarafında küçük bir bahçesi olduğu gibi kapının yanına sağlı sollu çiçekler dizebilecek kadar küçük toprak parçasına sahip evin kapısına yöneltti. Toprağın üzerinde edebi bir uykuya yatmış hissi veren çiçeklere baktı öfkeli gözlerle. Dünya için bu kadar huzur zamanı yeterli olduğu kanaatindeydi. İntikamın ise daha fazla gecikmemesi. Hogwarts Cadılık ve Büyücülük okulunun o göğe doğru zalimce uzanan mimarisi içinde, ona bütün sevgi dolu duyguları aşılamak için elinden geleni yapan ama hiçbir zaman başarılı olamayan yaşlı beden gözlerinin önüne geldi. Ciddi bakışları ve gözlüklerinin üstünden bütün ihtişamı ile bakan profesör McGonagall’ı düşündü bir süre. Kapının önüne geldiğinde durdu. Huzur dolu sessizliği iğrenerek dinledi. Bütün Godric’s Hollow’u dinledi. Huzurlu bir uykuya dalmıştı bütün bedenler. Gece ise onlara iğrenircesine bakarken yaklaşan karanlığının elçisi hakkında en ufak bir bilgi dahi sunmuyordu onlara. Sadece birazdan kopacak kaosun yaratacağı etkiye kadar daha rahat uyumalarını istiyordu. Büyücü siyah kukuletalı cübbesinin sol cebinde duran asayı yavaşça sıyırırcasına çıkardı. Geceyi selamlayan ve büyücünün bir uzuvu gibi olan asa, kınından çekilmiş kana susamış bir kılıcı anımsatıyordu. Büyücü büyük bir bıkkınlıkla asayı kapıya doğrulttu. Zihninde ilk canlanan düşünce huzurlu sessizlik eşliğinde eve girmekti. Ama hemen ardından o düşünceyi bir kağıt parçası gibi aklının en derin köşelerine yollayan bir düşünce belirmişti. Büyücü asasını kapıya doğrultarak havayı yaran bir bilek hareketi yaparak sihirli sözcükleri geceye azat etti bütün öfkesi ile. “Bombarda!”

    Büyük bir gürültü. Savaş alanına çıkmış hissi veren kulaklarda uğultulara yol açan ve tatlı rüyalarından sıçramalara sebebiyet veren bir gürültüydü. Şaşkın ve uykulu gözler neler olduğunu daha yeni uyanan zihinlerine sorarken büyücü büyük bir huşu içinde kapısı parçalanan evin içine daldı. Gümüş maskesi arkasındaki çehresinde ürkütücü bir gülümseme vuku bulurken mavi gözleri etrafta camlardan dışarıya sızan ışıkların hızla belirmelerini izledi. Kulaklarına dolan tok ayak seslerini duyduğunda başını o yöne çevirdi. Merdivenlerden aşağıya inen cılız bir bedenin çıkardığı sesleri huzurun terk ettiği sessizlikle birlikte dinledi. Pembe bir gecelik içinde kırışmış ve cılız vücut hatları belli olan Minevra McGonagall büyücünün tam karşısında belirdiğinde, yaşlı cadının ağzı büyük bir korku ile açıldı. Gözleri şaşkınlık içerisindeyken ne yapmasını gerektiğini unutmuş gibiydi. Dudakları istemsizce titrerken sol elinde tuttuğu asayı karşısındaki büyücüye doğrultma cüretini gösterdi. Tam bu sırada bedenine çarpan bir büyü ile yere serildi. Yaşlı eklemlerine giren acı bütün bedeninde büyük bir acının önündeki seti kaldırmıştı. Yere kapaklanan yaşlı cadı, evinin içine dolan ve o çok hayran olduğu toprak kokusunu düzensiz nefes alış verişler ile ciğerlerine dolduruyordu. Eli asasını ararken bedeninin yakınına doğru yavaş ve tok adım seslerini işitti. Sonrasında ise evine dolan soğuk havayı yaşlı derisinde acımasızca gezinirken buldu. Soğuk iliklerine işlemek üzereydi sanki. “Crucio!” Yaşlı kulaklarının işittiği tek sağlıklı kelime bu olmuştu. Sonrasında ise bedenine dolan acı yüzünden geceye karışan ürkütücü bir çığlık…

    Geceye karışan çığlığın arkasından büyük bir kahkaha sesi doldurmuştu mimarinin içini. Büyücü önce yerde acıdan kıvranan yaşlı bedeni izledi bir müddet. Yardıma muhtaç acınacak haline ona resmen ilahi bir zevki hediye ederken, büyücü son hamle için asası ile havayı yaran sert bir bilek hareketi yaptıktan sonra lanetlenmiş sihirli sözcükleri gür bir şekilde azat etti. “Avada Kedavra!” Asanın ucundan çıkan yeşil ışık fıskiyesi yerdeki bedene büyük bir gürültü ile çarptı. Biraz önce acıdan debelenen beden şimdi büyük bir sükût içinde hareketsiz kaldı. Siyahlar içindeki büyücü yerde yatan cansız bedene son bir kez daha baktıktan sonra parçalanmış kapıdan dışarıya çıktı. Halkın yavaş yavaş sokaklara döküldüğünü gördüğünde asasını göğe kaldırıp bir ressamın şaheserine son rötuşunu yaparcasına bir bilek hareketi ile sihirli sözcükleri sundu geceye.

    “Morsmordre!”

    Karanlık işaret bütün herkesin gözlerinde zümridi bir ışıkla parlarken büyücü siyah aurorası arasında gecenin karanlığına karıştı. Arkasında bir ceset ve bir çok insanın huzur dolu kalplerine korkuyu hediye etmişti. Her şeyin daha yeni başladığını bir kez daha vurgulamıştı sanki.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Karanlık İşaret
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Karanlık deli miyim ne?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
PottersDiary :: L O N D R A :: G O D R İ C' S H O L L O W-
Buraya geçin: